İstemeyi unuttuğum günler
Kalkıp bir tutam sararmış gün ışığı havanda dövülen karanlık bir hatırada yıkanmayı bekleyen ağaçlar oturup turuncu bir akşamın eteğinde toprağı emziren buluta ağıt şimdi gel ve bu istemeyi dağıt Arınmak ile karıncalanan eller bir nuru sürüne durmuş yüz insan ve dünya kokan mabetler bir çiçeğe selama dursak kederlenir söz baharı toplayan saçlarınla şimdi gel ve bu istemeyi çöz Laçkalaşırsa kökünden bir ceviz bahar kuşları sökülür dallardan bir meyve olsam taşlanmaz gövdem çocuktur gölgemin yaprakları meyveye durmuş gözlerinle şimdi gel ve bu istemeyi durdur Kalktım oturdum ve unuttum istemeyi çünkü çaylaktır fay hatlarım çadırlanmış acılarımdan kırılsa dökülmem açıksa gök örtünürüm üzülmem ben unutursam istemeyi şimdi gel yağmuru taşırıyor bulutlar göz kapaklarımdan karanlıktır gök çıtasız bir sürükleniştir şimdi evim seni değil seni istemeyi unuttuğum günler şimdi gel ve bu istemeyi sürdür