Sessiz ah!

Sahipsiz bir köpek gibi titriyorum kapında

Merhametle açılan ellerin nerde senin?

Bir vakitler gül kokun yayılırdı rüzgarda

Taş kesilmemiş toprağın nerde senin?

Her nefeste bir âh dirilir dudağımda

Geceyi gündüz eden cemâlin nerde senin?

Çölleri susuz aşan kuşlarım vardı sadrında

Ellerimde göğeren ellerin nerde senin?

Yoluna düşen ruhum varlığın secdesinde

Her taşın yüzünde sırlı adın nerde senin?

Aç kapını gönlümün gamının ertesinde

Damlada çağlayan deryan nerde senin? 

Düşlerim Kevser göğsüm hicranında

Adınla sürülen kervanın nerde senin?

Güneş yol boyu aklımın sarayında

Kirpiklerinde kıvrılan gölgen nerde senin?

Nârını bekleyen âşık üşürken kapında

Koynunda kaynayan hârın nerde senin?

Şefkatin bekleyeni kabul buyur da 

Herkese dağıttığın Nûrun nerde senin?