Utanç Günlüğü 8
Sendeleyip duruyorum arkamda bir dizi utanç günlüğü
Arkamda yıkılmış bir duvar çekingen bir yüzü sırlıyor
Göz-leniyoruz sevgilim üstümüzde koca bir gökyüzü
Thalesin görmek istediği ve fakat çukurda son bulan bir yüz
Tersyüz edilmiş bir çağın ipliğini pazara çıkarıyor bir çocuk
Bir anne bir şehir kapkara bir nehir
Bir ben değilim sende-leğen bir dünya
O yıkılmış duvarı anımsa
Gözyaşı tarlasında kan pazarlayan yüz
Gözleniyoruz sevgilim hem bizim düşüşümüz Thalesten de büyük
Kalbimde uzun bir yol dünya sevgisi çiçeklenmiş
Ara ara senin sevginle sulanıp göğeriyor
fark edilmeden
Gözlerime kadar çıkmış bu çiçek
Yüzümde karalanıp duruyor dilimde kelimelerimde
Allah diyorum ben bir ses yalan diye bağırıyor mesela
Bu ses gerçekten yalanlıyor beni
seni sevgimi ve bütün bir dünyayı
Son bulsun istiyoruz hüznün geceyi bir kat daha kararttığı saatler
İnsan bir başka yüzde kendini başkalaşmış görür çünkü
Bu saatler kendi ile yalanlanmayacak doğruluk saatleri
Ne çok kandığımız kandırdığımız kandırıldığımız ne az farkına vardığımız
Bir bir ince ince usulen husule gelir kendi aynamızda
Kendimizi görürüz sevgilim
Kendimizde görürüz
Sendeleyip duruyorum genişliyor utancı karalayan günlüğüm
Şimdi bir yüzü yeni bir duvarın taşlarına diziyorum
Göğün yüzüne bakmaklarla dokunup beni izleyenle kendimi yeniden izliyorum
Doğrulmadan bir sesin yalanlamasını doğrultamayız
Allah dediğim/izde mesela bir dağdan öte titremeli kalbim-iz
Bu çağın ipiliği pazarda sevgilim
Ellerinizde yetişkin oyuncaklarımız çekiştirip duruyoruz
Çekilip duruyoruz kimseye hakikate bile yol vermeden
Burda dur şimdi!
Bu hala benim utanç günlüğüm…
Yorumlar
Yorum Gönder