Taze Ölü

Taze bir ölüydü altmışında

yüreğinde yirmilerinde sırlı bir huşu

otuzlar o tam yarısı ömrünün

gencelmiş bir ruh sivrilirdi o durakta

taptaze bir ölüydü altmışında

kan sulanmıyordu artık damarında

Sinekler o sinmeyiş düşünceler vızıltıları

silinmişti kulaklarında

sivrilmişti yaşam ölümün kucağında

altmışlarında taptaze bir ölü

ucu açık sorular mezarlığında

bir kuyu daha cevaplanırdı

Kör bir bıçak bileklenirdi son kavşakta

yüzlerden yüzer Fatiha sökülürdü

yüzsüz yaşantılar taşırdı ölümü

taptaze altmışlarında bir ölümdü

kırklarında kırıklanan saç

sakallarında biriken ruhsuz siyahlıklar

toprağın hemen üstüydü o zamanlar

altında biriken boşluklara kördü

Gördü sonra ellilerde merdivenin son adımlarını

som bir yaşantı değildi sonrası

adımlanırdı ama bu bir gerilemeydi

gerilip dururdu yüzünde kıvrımları

eskiyordu elbise

kemiklere giydirilmiş bir deri ne kadar süre bir yüz olabilirdi ki?

bir aynada kaybolan tazelik altmışlarında ölümle nasıl bulunabilirdi?