Bulanık çizelge

Konuşmayı öğrendiğimde kelimelerim çalınmıştı

sesim sözümü örtüyordu büsbütün

sessizliğim hiçbir anlama gelmiyordu

anlam sesten ve sessizlikten tenhaydı

yüzüm güneş yanıkları ve sonbahar ıssızlığıydı

dilim bir çalıntı gibi gizleniyordu dişlerimde

kavramlar kavrayışımı kolluyordu gündüzleri

sayfalar dolusu çizgili yüzünde nefretler geceleri 


Bir yolcu gibi olmaktı düşlerim

gerçeklerimden düşmezden evvel

çünkü insan yine de düşmekten gerçekleşir

çünkü ona tevdi edilmişti kalkmak

o kalmayı seçti ben kalmayı

bütün kavrayışımız düşkünlüklerdi

kalkmak bir düşün penceresinden göz kırpardı

ona aldanırdık çünkü kalk! Diye uyarılırdı peygamber 


Adımı bir kadının ağzından fısıldayınca babam

Adem bir çocuğun daha kurban olmasını izlerdi

yuvarlaktı dünya başıma değdi

bütün ağızlardan lanetler

bütün kulaklarda lanet…ler…

elleri cehennem ateşi pişmanlıklar toplardı kardeşlerimin

Tanrı sunulan bütün pişmanlıkları reddederdi!


Yanılmıştım ateş vardı ve aşk

büsbütün bir yankı ve yangınlardı insan

ilk derin inlemeler siyahi bir kölenindi

bağrında köleliğin modern sancıları vardı

taş güneşten kızgındı kum kızgın

kadın kızgındı erkek kızgın ve çocuk

kimse o Bir’i dağlamıyordu göğsünde

kimse o Bir’e ağlamıyordu!


Çiğdi tevbesi müridin şeyhin midesinde

çiğdi yaşamak ölmenin işkembesinde

pişecektiysem kalbimi döndürmeliydim

gördüğüme kör körlüğüme görünmeliydim

ben de göğsümde bir kurşun gibi belki

tartışabilirdim aşkı

belki savunabilirdim nefsimi döndürebilirdim çarkı


Biliyordum O belkiden önce de vardı

yokluğu savurabilirdim zamandan sonra

herkese biraz yokluk bana çokluk 

her şeyde biraz bozukluk

kendimden kurtulabilirdim kendiliğimden

kusur küsuratlarla bulanındı

insan ki ondan biraz da bende var

yaşamak çizgisinde bulanırdı…

Yorumlar

Popüler Yayınlar