Utanç Günlüğü 4
Çatlayan bir tohumun sesinde birikiyorum
kök bağlıyor göğe göğeriyorum
kan kokan ocaklar tütüyor onyedilerimde
yağmuru düşürmeyen bulutlar
bir düş gibi uğuldayıp dönüyor sinemde
Bir tomurcuğun tazeliğinde patlıyorum
sahte baharlar aşkına cana geliyor
kışın kursağında gerçek ölümler devşiriyorum
dilimde kurak kelimeler dilim içler acısı
belleğim işlenmemiş hakikatler
sinekler mahzenine iniyor korkularım
Köklerim kemiriliyor, hayat damarlarım
bir tarih çizelgesinde kana karışıyorum
kitaplar dolusu savaşlar gördüm
sayfaları arasında kurutuldu çiçeklerim
kan kokuyorum, kızıl zamanlar, yakılmış alın yazıları
Yapraklarım karıncalanıyor dalsızım
öğrencisiz bir öğretmense tarih
öğrenmeye başlıyorum plansızım
kimse selama durmuyor bir çiçeğe
ezilip duruyorum tarih yazmıyor, kansızım
Bir tohum daha düşürdüm geleceğe
yağmur bir uğultudan öte düşerse düşlerimden
en masum duaya inerse bereket
yüzakı günlüklerim çiçeğe durursa bu tohumda
utançlarım yırtılır da içimdeki ışık yön verirse karanlığıma
kanlanacağım. Kokular sürünecek nefeslerim. Yaşayacağım….
Yorumlar
Yorum Gönder