Utanç Günlüğü

Kar değil beyaz bir gecedir üstüme örttüğün

Bir karanlığın kararlılığı ile ortasındayım beyazlığın

Soluksuz yüzünle dolu gözlerim

Soğuk ve aydınlık ellerinle

Kar değil beyaz bir kelimedir üstüme örttüğün


Usanç duyguların utançla dolu günleri var ömrümün

Günübirlik anlayışsızlıklarım

Aymazlığı ellerim senden kelimelerden kalma

Sen utanç günlüğümün yüz akı

Kar değil temiz nefesinin aydınlığıdır üstüme örttüğün


Biraz mitoloji bilsem, ateşi çalanı

karanlığı ilk yaratan tanrıyı

Aydınlık yüzü ile insana erdem tepsisini sunanı

Kirlenmişliğimin kimliğime bıraktığı izleri sunardım

Yaksın diye biri, diğeri örtsün

Bir diğeri yüzüme tutsun ışığını ki izlerimle kaybolayım

Kar değil bembeyaz bir saç telidir üstüme örttüğün


Üstüme örttüğüm karanlık balığın karnındaki günah kadar

Tepetaklak denizlerin göğü ve dibi kadar

Devrilmekten kurtulmanın kurbanlığı olmak kadar

Bölünmek bir mucize gibi

İnancın, keskin kılıcın gölgesindeki kızıl kanlar kadar

Kan değil günahın güneşinden doğan kızıllıktır üstüme örttüğün


Cesaretin kör bıçağından kurtuldum sunaklarda

Öfkenin utancından adaletin terazisine vuruldum

Kefe’nin her iki ucundayım şimdi

Affın ve gazabın gölgesindeyim

Ateşin ve suyun

Yeşilin ve kırmızının toprağındayım

Kar değil soğukla sıcağın buluştuğu noktanın soluğudur üstüme örttüğün


Artık örtme!

Gün gibi ortadayım yüzümde ışıklar

Gözlerimden okunuyor iki karanlık koridor

İki kör kuyu

İki utanç kaynağı asırların korkuluğu

Artık nefesini içinde tut

Kelimelerini içinde

Dökülen saçlarını içinde

Güneşini içinde

Sıcağı ve soğuğu içinde… içimde…

Beni kefaretimle ört!

Yorumlar

Popüler Yayınlar