Dallanıp budaklanacak diye bir ağaç.

Dallanıp budaklanacak diye bir ağaç

meyve verip taşlanacak diye

insanı duldasında gölgeleyecek

ve ay’ı iki dudağı arasında alıp

karanlığı yapraklandıracak

insana Allah’ı biraz, çokça her şeyi hiçbir şeyle hatırlatacak

yağmuru köklerinden emip gövdesinden fışkırtacak diye;

hiç olmayacak diye bildiğimiz ve hep olanlardan, olanaklardan

ölü uyandıran bir yüzden

bir çift göze görmeyi bahşeden

insana yürümeyi ve konuşmayı, en çok

koşmayı geride bırakarak

ileri doğru seyrederek, geriye doğru anlaşılarak

durduğu yerde anlatıp anlattığı yerde durmayarak

bir bir dökülerek mevsimin en taze yerinden

en çetin kışları geride bırakıp kendinin gerisinde kalarak

çoğalıp çağlayıp kuruyup yerlere taşarak

ayaklar altında ezile ezile

göğe doğru toz toprağa yaren savrularak

bulutlanıp duran, bakılmaya doyulan

doydukça kanmayan

için için kanayan

kaynayan

BİR AĞAÇ DALLANIP BUDAKLANACAK DİYE

NE ÇOK ŞEY OLMADI DEĞİL Mİ?

kandım

kanadım

kaynadım

biliyorum olmayacak gibi olacak…