Son-suzluk!


İpe sapa gelmeyen kaygan zeminde dik durmaya çalışıyor gibi düşüyorum

düşüyorum çünkü kalkmak zorunda olduğum inceliklerim var

ayakkabılarımdan başlayan bir isteksizlikle doluyor günlerim

geceler bitmek bilmeyen insanlar taşıyor hafızama

insan; bitmek bilmeyen…


Gitmek bilmeyip de giden insanlar..

bir gün o hiç bilinmeyen son düşüşten sonra

yani ilk dik duruş sergilenen anda

işte ayaktayım dediğimi duyarak düşeceğim o gün;

toprağa, beni kendinde barındacak;

beni göğsünde bekleterek benden beslenen;

benden bütün benliğimi emecek o ikinci anneye sarılacağım.


İnsan, o hiç kalmak nedir bilmeyen..

insan. kalmayan!

Dikenli yolları vardı dünyanın ayaklarımı sevemezdim

arklardan beslenirdi kan damlayan yaralarım

dikensiz yolları vardı dünyanın yürümeyi sevmezdim

sürüne sürüne bir sona yetişemeden

dizlerimden sökülen elbiselerimin parçalardan dikilirdi yaralarım.


İnsan, sona varmayan..

insan insana varamayan!

kaç yol karmaşık duygular içinde,

kaç ağlamaklı dakikalar eşliğinde gözlerimin önünden geçen seneler,

kaç kavuşmak duraklarında ayrılan uzun yollar dikenlenirdi içimde

vuslat denilen o dik başlı pejmürde kılıklı bekleyiş;

bütün yollarını doladı boynuma dünyanın!

Son o hep insanın peşinde olan…

perişanlığımdan sökülen dikişler uzun bir ömür sürüyor içimde

peşindeyim peşimde olanın

birbirimizi bulduğumuz zaman başlayacak sonsuzluk ve son…

Yorumlar

Popüler Yayınlar