Takvim yapraklarında zaman

Geçen bir günü daha yırtıyorum takvim yaprakları arasından
Geri dönüşsüz ameller çukuruna dönüşüyor geçen gün
Yırtılan yapraklarda bir ayet çarpıyor gözüme;
Dünya hayatı bir oyun ve eğlence...

Zamanın karnını yaran bir şair, şiirler doğurmuştu dünyaya
Bir diğeri bilinmezliğin karnını yararak.
Ben yazık ki şair değilim ne doğursam kötü yapışıyor dünyaya
Takvim yapraklarını yırta yırta zamanda bir yarık açıyorum, yaşamak oluyor.

Ruhumu tekmeleyen sancılar duyuyorum kimi günler
Uzun gecelerin çarpık sesleri ile kafamın içinde kelimeler
Şafak sökerken gözlerimi yumuyorum dünya aydınlanıyor
Yaşamak, takvim yapraklarından döküle döküle beni biriktiriyor.

Tarihte bu gün ne olmuş bilmiyorum
Belki büyük bir ülkede küçük bir dil yasaklanmıştır,
Bir bomba tam da bu saatlerde küçük çocukları ölüme uyandırmıştır.
Bir şair kalemiyle baş kaldırmıştır belki, bunları bilmeden uyuyorum.

Bu gün; günlerden bahar, kuş sesleri, yemyeşil bir dünya
Bu gün bir önceki güne göre daha yorgunum
Takvim yapraklarında bu gün bana dair bir iz yok yine
Ama biliyorum saatler sonra yine yırtılacak ömrüm.. Bir yaprak daha... Eksileceğim.

Kur'an'ı biraz önce kapadım, son bir ayeti mealiyle okuyarak
Söz verenler diyordu; kimi sözünde durdu, kimi beklemekte
Sözünde duranlarda şahidi olduğum kimseler vardı
Şimdi yoklar. Söz vermek biraz bu demektir, anladım.

Sözlerimi zamanın yırtık sayfaları arasında arıyorum
Yaşanmışlığım asrın çeyreğine değmek üzere.
Aradığımı bulamıyorum, bulduklarım vazgeçiriyor beni aramaktan.
Bir sayfayı daha kabarık sayfaları arasına yolluyorum zamanın..

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar