Cüzdandaki Resim


Yanımda taşırken farkında olmadığım, farkına vardığımda bir kere açıp baktığım bir resim vardı cüzdanımda.
Aradan zamanlar geçti ve anladım ki içinde taşımıyorsa insan; cebinde, cüzdanında taşıdığı şey ne ifade ederdi ki?

Çok sonraları ne taşıdığının farkına varan insanların, üzerlerindeki ağırlığınca bir anlam taşıdıklarını öğrendim.
Elimi ceplerimde gezdirdim.
İki üç madeni para, bir adet çakmak ve yanmaya hazır on onbeş adet sigara, deri bir cüzdan, içinde anlamsız kağıt parçaları, faturalar ve bir resim.

Bir de genelde ceplerde taşınması gereken, yalnız çoğu zaman ellerde bir aletten çok bedenden bir cüz haline gelen bir telefon ve bir kulaklık.

Üzerimde beni değerler âleminde bir mertebeye çıkaracak hiçbir şey çıkmadı.
Çok şey zannettiğimiz, kaybolduğunda heder olduğumuz basit bir kaç parça madde dışında beni anlamlandıracak bir şeyin bulunmaması ne kötü..

Neydi bende ağırlık yapan? Ve beni ağır bir yük taşırmış gibi gösteren?
Sahi biraz düşününce şu soruya mı desem, sonuca mı ulaşıyorum bilemedim ama neydim ben?.

Her şey 'bahanelerini cüzdanına kaldır' cümlesinden yola çıkarak başladı.
Ve benim bahanem; cüzdanımda eskimiş, yırtılmış bir resimdi..

Resimde, beni anlam dünyasına taşıyan adamın silik bir görüntüsü, uzağa bakarmış gibi ama yakını daha net görür bakışları ve uzun bir hüznün; gözlerinden dudaklarına, ellerinden ayaklarına kadar uzanan belirgin çizgileri vardı..

Nerden başladım, nereye doğru gidiyorum,
Nerdeyim?
Neydi anlamak/anlatmak istediğim?
Ha! Evet, insanı anlamlı kılan bir şeyin üzerinde taşıması..
İnsan üzerinde taşır mı ki?
Hem taşırsa eğer anlamı; bu, taşıdığını kaybedebilecek potansiyeli de doğurmaz mı?.

Ben kaybettim desem inanırmısınız ki?
Düşürdüm desem, elimi cebimden çıkarırken hoyrat bir rüzgar gizlice elimin boşluğundan içeri kayıp savurmuşsa desem, kim inanır?

Uzaklaştığımın farkındayım.
Zaten insan anlatmak istediğini uzatır önce, sonra kendi de uzaklaşır.
Öyle bir uzar ki; aradaki mesafe kaybolur, kaybeder..

Evet, beni anlamlı kılan içimde taşıdığımdı.
Yani öyle olmalıydı.
Ve insan içindekini kaybederse bir daha neyi bulabilir ki?
Veya şöyle bitse bu karmaşık hikaye;
İnsan içindekini kaybederse eğer bir daha neyi arar ki?..

Yorumlar

Popüler Yayınlar