Utanç Günlüğü 9
Geçmiş nereye gitmiştir
hafıza bellek kayıt odacıklarla dolu beyin
şu ânı geride tutan nedir
şimdiyi önceleyen bağ nerededir
nerededir acıyla boğuşan kadın
çocuk hangi duvarın iniltisindedir
bu sesler kaç yüzyıllık bir gelenektir
Adem ilkin hangi sesle söze hayat vermiştir
Ben kimdir ve ölüm kaç hayatta tazelenir
sorularla dolu bir testide sızan ilk fakih
önce ve sonraya nereden hüküm vermiştir
herkes ilk günahı en az bir kutsal kitaptan öğrenmiştir
ağızda çiğnenmemiş bir günah yoktur denilmiştir
çok dünyalar öncesi bir cennette elbisesinden
ölümün ötesinden ve acının
ve zamanın çok çok ötesinden tahdit edilmemiş bir gerekçedir dünya
burada zaman ve mekan genişlemektedir
peki ama geçmiş nerededir
gelecek bir endişeden neden çok daha fazla gerçekçedir
Kabuğun tadından öze bir geçiştir dünya
damakta nesilden nesile aktarılan
tat bu ilineklerle dolu cevher dilin kaygan zihnindedir
ellerin gözleri vardır
bütün ağaran saçlar güneşin ardında kalan bir karanlığın rengindedir
kalbin gözle görülmeyen gözleri vardır
kanın kızıl kaynağında karanlık bir leke
bütün damarlarda tazelenmektedir
Bir uğultuyu kuyudan çeken
geçmişi ile çekilen bir ruhun kemirgen fareleri
zamanın kafesinde gece ve gündüze benzer iplerle
durmadan bu ânı kemirmektedir
bu acıyı durdur bu amansız döngüyü
zamanı tüketip geçmişi üreten bu makineyi
dünyayı durdur mesela
kendi kıyametine aç insan kurtlarını
kırk yıl korkarak zindanda çürüyen mazlumun acısını
beni durdur
tekrarlayan bu utancı
Bu sonun kıyısında dolanan insan ağacı
Yorumlar
Yorum Gönder