Gerçek ve Rüya
Uzun süren bir gerçeklikten sonra
bitmeyen bir rüya gibiydi yaşam
ya uykudaysa diye düşünmedi oysa
çünkü hiçbir rüya
gerçekliğin ihtişamını veremez!
hiç bitmesin dediğiniz ve biten
hiç gitmesin dediğiniz ve giden
hiç dediğiniz ve olan
uzun sürdü bir rüyadan
yaşam saniyelerle değişiyordu oysa
ölüm değiştiriyordu.
Dünya elbisesini değiştiriyordu gerçek
yağmur iniyordu ve yapraklar
izinsiz değildi hiçbiri
kitap haber veriyordu gerçeği
bir rüya ile gelse de bazen..
Yaşadığımız bizden fazlası değildir!
bizden eksik değil
bütün gördüklerimiz bizden
görmediklerimiz… hislerimiz…
Bütün izlerini topluyorum varlığın
eksikliklerini!
yokluğun pencerelerini yokluyorum
yağmur taneli geceleri
kambur yürüyüşlü günleri
zamanın kuyruğundan tutup çeviriyorum
ben-den fazlası değil. Senden…
Rüyalarıma inip çıkıyorum gerçek!
kitaba inip çıkıyorum.
içime inip… çıkamıyorum…
içinden çıkamıyorum…
Eksik bir tuğladan duvar
çakıl taşlarından eskimiş yol
elden ayaktan düşmüş ağaç
işte fazlası olmayan
işte o eksiği olmayan ben!..
Zamanla oynanmaz bozulabilir!
uykular ki iyileşmez akşamdan
saatler boyu bekletilmeli bazen
günler boyu beklemeli iyileşmeği
beklersen bozulabilir döngü
beklemesen bozuk!
ayağın o son taşa değince sen de bağır
-İşte böyle çürütürüm ben de onu!…
Yorumlar
Yorum Gönder