Bir savaşın orta yeri

Bozuk bir saat gibi dönüp dolaşıp sende duruyorum
Yirmi dört saat doğruyu gösteriyor kalbim
Üç yüz altmış beş gün sürdü o kavga, sürüyor
Nasıl kısaldı yıl nerden uzadı günler bilinmedi bilinmiyor

Yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü var üzerimde
Hiç bitmeyecek gibi ama öyle çok yarım ki hiç başlanmamış gibi de
Uzun bir boşluğun altına gizlendim, açığa çıktı yalnızlığım
Konuştum, yazdım, sevdim, çoğaldım, bitmedi bitmeyecek ıssızlığım

Her suskunlukta biraz daha bölündüm de bitmedim
Umut denilen azığın iplerinden sıyrıldım da yitip gitmedim
Öyle darmadağın özlediğim bir gülüş var ki
Çatlar gibi bir dudağın susuzluktan, içmedim!

Hani köklerinden kopup hoş kokularla ölür ya çiçekler
Hayat damarları kesilir de sevgilinin sevgi damarlarına taşınır kokular
Öyle kopuğum köklerimden öyle kesiktir damarlarım
Oysa hiçbir insan ölürken bir çiçek kadar güzel kokmaz, kokmuyorum..

Saksılarda hayat bulur ya hani; güller, menekşeler, fesleğenler, tırnak çiçekleri
Sevgi katılır sularına, topraklarına şefkatli elleri dokunur insanın
Hayat bulması için bir çiçeğin biraz suya biraz toprağa ve sevgiye ihtiyacı var
Güneşe biraz ve en çok merhametli ellerine bir güzelin!

Sığınacak bir kabım yok, kalbinden sökmüşler beni
Sevgisiz sularla büyütüyor zaman, toprak desen kabul etmiyor artık beni
Nefes alacak, bir çiçeğin suyu damarlarına çekerek aldığı hani
Canlanarak hayata döndüğü gibi sana dönsem, gözlerin iyileştirir yalnızlığımı

Bana sığınağımı ver, bana kalbini, bana nefesimi
Bana hayatı bahşedecek sevgi suyumu, toprağımı
Bana köklerimin beni ayakta tuttuğu gülümsemeni
Bana ellerini ver... Üç yüz altmış beş gün sürdü bu kavga, sürüyor...


Yorumlar

Popüler Yayınlar